Mesleğime Tutkunum-Röportaj

Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde robotik cerrahi yöntemi ile ilk ameliyatı yapan Prof. Dr. Gökhan Akbulut: Her ameliyat önemlidir, ama zor problemleri çözmeyi ve hayat kurtarmayı çok seviyorum.

Mesleğime Tutkunum

Röportaj / Engin YAVUZ

Kütahya’da 1969 yılında doğdum. Kütahya’nın en eski ailelerinden birinin bireyiyim. Gençlik yıllarımda yaz tatillerim hep tarlalarda çalışarak geçti. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Yüksek ihtisasımı İstanbul’da yaptım. Kocatepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştım. Sakarya Üniversitesi’nde görevliyken 2010 yılında profesör oldum. 2012 yılında Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne Başhekim olarak atandım ve 5 yıl boyunca bu görevimi sürdürdüm. Yılbaşından itibaren de hastanede kanser cerrahisi uzmanı olarak görevime devam ediyorum.  Ailem ve mesleğimden sonra en büyük tutkum yaşam tarzım haline gelen bisiklet.

İlk bisikletimi dayım aldı. 10 yaşlarındaydım o zamanlar. Kütahya zaten dümdüz bir yerdi. Bisikletimle bütün kenti dolaşıyordum. Küçücüktüm ve bisiklet benim için büyük özgürlüktü, pedalları çevirdikçe uçtuğumu hissediyordum. Daha sonra üç vitesli bir Peugeot bisikletim oldu. İnce tekerlekli mavi renkli bir bisikletti…Bisikletlerden hiç uzak kaldım. Akdeniz Üniversitesi’ne giderken bisikletimi de yanımda götürdüm. Kampüsler ayrı yerlerdeydi. Bisiklet için uygun olan kampüse bisikletimle gidip geliyordum. Scott marka bir dağ bisikletiydi. Yıllarca aynı bisikletle yolculuk yaptım. Şimdi Mavişehir’de yaşıyorum.

 Yakın dostlarının “Sıradışı bir insan” dedikleri Prof. Akbulut, Mavişehir’deki evinden hastaneye bisikletle geliyor, akşamları da bisikletiyle dönüyor

Dört bisikletimiz var evde. Küçük kızım kendine uygun bir bisiklete biniyor. Aile olarak bisikleti seviyoruz. Özellikle yağmurlu havalarda yolculuğu seviyorum. Hastaneye de bisikletle gidip geliyorum. Bostanlı’dan körfez gemisiyle geçiyorum karşıya. Yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor. Körfezi dolaşarak gelsem yine bir saat sürüyor. Ama gemiyleAlsancak‘a gelip, sabahın erken saatlerinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde boyozla kahvaltı etmenin tadı hiçbir kentte yok. Sahilde pedal çevirmenin de aynı bir güzelliği var. Rüzgarın hafif esintisi, martılar, denizin kokusu yorucu bir güne hazırlanmama çok yardımcı oluyor. Kentte biz bisikletçilerin kullandığı bisiklet yolu üzerindeki çalışmalar bittiğinde yolumuz daha güzel olacak. İzmir’in iklimi bisiklet kullanımı için çok uygun. Kentin üst kesimlerine bisikletle ulaşım için de Almanya’da olduğu gibi bisiklet taşıyan sistemler kurulabilir. Bisikletle yolculuğu çok seviyorum. Cerrah olduğum için bisiklete binmenin bana mesleki olarak da çok faydası var. Pedal çevirdikçe bedenim ısınıyor, bisiklet zihinsel ve bedensel olarak beni rehabilite ediyor. İşe gelirken teri çabuk kurutan giysiler giyiyorum, kask takıyorum;dönerken de öyle. Hastanede bisiklet kullanan meslektaşlarımızla birlikte TEBİT’i kurduk. Çoğunlukla birlikte yolculuklar yapıyoruz, farkındalık yaratacak etkinliklere katılıyoruz.

Tıp ilmi ve hekimlik (Tebabet) hastalıkları bazen çözemiyor. Şimdiye kadar hastalıklara çözümler cerrahın hastaya doğrudan elleriyle müdahalesiyle bulunuyordu, hala da bulunuyor. Ama son yıllarda mekanik çözümler devreye girdi. Cerrahın elle çözümünü gerektiren süreçte, bu jenerasyonun biz son temsilcileriyiz. Teknoloji sayesinde insan biyolojisi çok hızlı çözülüyor ve artık biz de çok yüksek teknoloji ile çalışıyoruz. 1850 yılında ilk aneztezi bulununcaya kadar ameliyatlar sırasında hastalar büyük acı çekiyordu. Aneztezi tıpta devrimdi. 1950 yılında cerrahi operasyonlara ilk kez teknoloji girdi. Ama artık teknoloji o denli hızla gelişiyor ki her geçen gün yine bir sistem tedavi seçeneklerine ekleniyor. Artık damardan tümör hücresini bulan ve tümör hücresini öldüren sistemler geliştirildi.

Nano teknoloji aracılığı ile vücuttaki hasta organlarda tamirat yapılıyor. Robotik Cerrahi bu çözümlerden biri. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Türkiye’de robotik cerrahi teknolojisinin kullandığı 9 hastaneden biri. 25 yıldır cerrah olarak çalışıyorum. Şimdiye kadar açık ameliyatlar, kapalı ameliyatlar ve robotik cerrahi süreçlerini öğrendik. Ama tıp teknolojisi o denli hızla gelişiyor ki, emekli oluncaya kadar mesleğimle ilgili iki yeni eğitim daha alacağımdan eminim. Değişimi hekimler olarak çok yakından izliyoruz. Eskiden yüzlerce, binlerce sayfalık kitaplar karıştırırdık, şimdi web üzerinden kitaplara soru sorup yanıt alabileceğimiz teknolojiye sahibiz. Değişimi izlemek de artık çok daha kolay.

 

Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde robotik cerrahi yöntemi ile ilk ameliyatı Prof. Dr. Gökhan Akbulut, Op. Dr. Bülent Çalık, hemşire Çimen Turgut ve teknisyen Deniz Kaynak ile birlikte 2015 yılında gerçekleştirmişti.

Hasta bedeninde  karşılaştığım sürprizleri ve zor problemleri çözmeyi çok seviyorum.

için hastaya dokunuyor olmak büyük bir ayrıcalık. Ameliyat benim hobim, mesleğime tutkunum. Sevdiğim bir işi büyük bir keyifle yapıyorum. Üstüne para veriyorlar, çok şaşırıyorum. Hasta bedeninde  karşılaştığım sürprizleri ve zor problemleri çözmeyi çok seviyorum. Günde ortalama dört ameliyata giriyorum ve her ameliyat biz cerrahlar için çok önemli. Bazen basit dediğiniz bir apandist ameliyatı bile sizi çok zorlar. Yolda başımıza hiç beklemediğimiz şeyler gelebilir. Biz hayatı yücelten bir felsefenin içinden geliyoruz. İnsan yaşamı bizim için çok önemli. Ve yaptığımız işin maddi bir karşılığı yok. Yaşam hakkında önemli kararlar verirken bizim için para daima ikinci plandadır. Şöyle bir söz vardır ve çoğu meslek için geçerlidir; mesleğini ortaya koyarsan kalıcı olursun, onurunu ortaya koyarsan geçici olursun… Biz doktorlar ülkenin en zeki katmanından seçiliyoruz. Zor ve yorucu bir eğitim sürecinden geçiyoruz. Yaptığımız her şey insan hayatı ile ilgili. Ama bir doktorun geçim derdinin olmaması gerekir diye düşünüyorum.

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın